18 Mayıs 2016 Çarşamba

Zaza Halkı ve Mücadelesi

Zaza Halkı ve Mücadelesi
Zaza davası çalışmaları rahmetli Ebu Bekir Pamukçu döneminden başlayarak en çok Dersimli aydınlar nezdinde taraftar buldu.
Dersimli aydınlar Zaza kimlik bilinci ve Zazaca konusunda daha önde yer aldılar.
Diğer yandan Dersimli aydınlarının bu alanda çalışmaları paralelinde Dersime olan baskı ve şiddetten dolayı Dersime destek olmak için Dersim dernekleri kurdular ve Dersim derneklerine bir çatı gerekiyordu ve bu yönde FDG dediğimiz bir kurum için girişimler başladı. FDG‘nin tüzüğünü Mannheim’da ben ve Hasan Derwan hazırladık (daha sonra bu tüzüğün içeriğini yazdığımız şekilden eser kalmadı.)
FDG yönetimine Zaza davasıyla, Zazaca’yla ilgisi olmayan bazı Dersimliler getirildiler. O zaman Zazaca için çok emeği olan arkadaşların bir kısmı yönetime girmedi ve girmek istiyenlerin önüde girenler tarafından engellendi ve yıllar sürdükçe Zaza kimliği ve Zazaca‘yla ilgisi olanları tamamen dışladılar.
FDG’ye yönetimine ilk seçilenler ve ilk yönetime girenler ilk işleri „Gesellschaft für bedrohte Völker, Tehdit /Baskı Altında Olan Halklar Kurumu‘na“ heyet olarak gidip Dersimlilerin Zaza olmadığını ve bu yönde önemli kurumları ve şahsiyetleri yanıltma turlarına girdiler. Rüsselsheim’da yapılan 2. Dersim Festivalinde ilk tur attıkları „Gesellschaft für bedrohte Völker“ kurumundan bir temsilcide vardı, Almanca konuştuğumuz bu temsilci Ona çıkan büröşürlerinizden Dersim halkından Kürt olarak bahs ediyorsunuz, bu doğru değil biz Zazayız dedim.
Oda biz Zaza diyemeyiz, sizin örgütlü kurumunuzun yöneticileri bize „Biz Zaza değiliz dediler, siz gidin onları ikna edin. Elin oğluna Zaza değiliz dedikleri için onlarda Kürt olarak yer vermeye devam ettiler.
Yine sayın Tarihçi Ayşe Hür hanım efendi daha önceleri Taraf gazetesinde yazıları çıkıyordu ve şimdi ise Radikl gazetesinde yazıları çıkıyor. Ayşe Hür hanım yazılarında Zazalar üzerine çok olumlu yazıları çıkıyordu. Daha sonra o günün FDG yöneticileri bu hanım efendiyle ilişkiye geçtiler ve Ayşe Hür hanım efendide o tanışma tarihinden başlayarak 02.08.2015 tarihli yazısı dahil Dersimlileri artık Kürt olarak yazıyor.
Bu yönde çok insanı ve kurumları yanılttılar. Sizlere tarihten iki örnek vermek istiyorum.
Bazı Dersimli Zazaların, biz Zaza değiliz demelerinin yanlış olduğunu ve bu duruşlarının doğru olmadığını tarih kaynaklarında mevcuttur. Dersimlilere Zaza denildiğini ve bu yöndede tarihten bir kaç örnek verecem. Türk devletinin o günkü Dersime soykırım hazırlıkları öncesi bir hazırlık çalışması olmuş ve o tarihte Mazhar Aren'in 1937 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkan yazısında „Türkçe başkadır. Zaza dili başkadır.
Bunlar benim kanaatımca tarihin pek eski zamanlarından beri o sarp dağlarda barınan ve kimse el değdirmediği için münkariz olmayan (çökmemiş, batmamış, yani yok olmamış) hususi bir ırktandır.”
Yine Osmanlı kaynaklarında „Zaza Aşiretleri İsyanı (1818-1820, Dersim)“ geçiyor. 1915 de Amerikaya göç eden Ermeniler orda bir muzik plakında Erzıncan ve civarında bilenen halk oyunumuzu „ Kaê Verva Arey“ „Maqame Zazay“ adı altında kayd ediyorlar.
Zaza milli kimlik adından kaçmak demek; belirszilik içinde sürünmek ve sonrasında yok olmak demektir. Kırmanc adı bu gün yaygın kullanılmış olsada „Kırmanc adı“ Dersimlilere çok sonradan kendilerine geçmış olduğunu görüyoruz. Kırmanc adı eski olsaydı bu yazılı tarihlerde „KIRMANC “ olarak yer alırdı.
FDG bir başka yanlışıda bir Alevi Zaza soykırımı olan Dersim soykırımını götürüp Avrupa Aleviler Konfederasyonuna teslim ettiler ve burda da Alevilik kaldı ama Zaza milli kimliği yok edildi.
Dersim Soykırımı bir Alevi Zaza soykırımıdır ve Alevi Zaza soykırımı nedeniyle arada çok az öldürülen Kürtçe konuşan Aleviler ve çok az sayıda Alevi olup Ermeni olarak tarif edilen Dersimlilerde oldular.
Zaza halk davası kutsal bir davadır ve bu davayı başarıya götürenlerde onun öncüleridir.
Bu öncüler Zaza halkını özgürleştirince halkımızın bölgesel farklılıklarını yasayla ve kanunlarla garanti altına alarak koruyabilirler.
„Ben Aleviyim, Sen Sunnisin“ diyerek Zaza halkının özgürlüğünü başka ulusların veya diğer ulusların siyasi partilerin emmelerine teslim edilemez. Yine „Ben Sunniyim, sen Alevisin“ diyerek Zaza halkının özgürlüğünü başka ulusların egemenliğine ve diğer ulusların siyasi partilerinin emmellerine bırakılmamalı.
Zaza halkının bu özgürlük mücadele safhasında en çok mağdur olan Alevi Zazaların sözü edilmesi, inanç haklarını bildirilerde yer alması, konferanslardaki konuşmalarda dile getirilmesi mecburen yapılmalıdır.
Çünkü bu çalışmayla Alevi olmayan halklardan Sunni insanların Alevilerin haklarının tanınmadığını anlamalarını sağlamak, onlarında desteğini sağlamak ve devletten Alevilerin hakklarını talep etmek için yapılır. Türk ve Kürt Sunni halkından destek isityoruz ama burda Alevi Zazalar için en çok kendisi gibi Zaza olan Sunni insanlarımızdan destek görmeliyiz.
Bu çalışmaya Sunni Zaza aydınları ve yurtseverleride katkı yapmalılar.
ZAZA HALKI ZOR DURUMLARDAN GEÇIYOR
Zazaları yok saymanın her türlü yolu var ve bu her türlü yolu sadece Türkler yapmıyor, Kürtlerde yapıyor, Ermenilerde son yıllarda bu yönde büyük bir çaba içerisindedir. Her halkdan az sayıda demokrat var, her halkdan çok sayıda insanda her olaya kayıtsız duruyor ve ama en çokda siyasi örgütlü durumda olup ama çete gibi gruplar en güçlüsüdürler ve onlar olayları tayin ediyor. Onun İçin inkarci milliyetçi, dinci Türk, (buna radikal şekilde olan illegal siyasi gruplar ve bazı resmi siyasi legal partileri dahil) Kürt grupları ve Ermenilerdende aynı durumu mevcuttur.
Her Zaza çok dikatlı olmalıdır. Naif duruşlar bizi yok etmeye götürür. Fanatik olmamalıyız ama çok dikkatli olmalıyız. Burda Türk devletinin imkanı daha çok olduğu için Zaza halkının Sunnilerini radikal din örgütlerine yönelterek harciyor ve Alevileride Sol radikal örgütlere yönelterek haciyor. Radikal olmayanları kendi siyasi partileri içinde tutup zamanla asimle etmeyi hedefliyor.
Yine Türkiye’de devlet eliyle ve güç sahibi olan örgütlerde yayıncılık konusunda büyük bir yalan ve sahtekarlık mevcuttur. Alevi deyişlerinde Şaha giderim sözcükleri yerine Şeyhe giderim değiştiriyor, Baba Muzır ve Duzgın Baba efsanelerini Haca gitti şeklinde aslına uymanayn şekilde yazıyorlar. Oysa bu efsanelerde Muzır baba için Pirine gitti derlerdi.
Alevi Zazalar hakkında ya Türk ya da Kürt olarak yazılıyor. Bir örnek verirsem; Kristina Kehl'i , İki kitap Şenliğine davet etmıştik ve Zazalardan Dersimlilerin önemli bir kesiminin Alevi Zaza olduğunuda biliyor. yazılarında, çalışmalarında bunları yazmıştı. Onun o Almanca makalelerini Kürt hareketi Türkiyede Kızılbaşlar Kürtler bazende Alevi Kürt olarak kitaplaştırark yayınladılar. O kitabı 2012 satın aldım.
Oysa Kristana Khel’i ben tanıyorum ve benim gibi epeyce arkadaşda tanıyor. Yazılarını okudum ve öyle olmadığıni çok iyi bilenlerden biriyim.
Türkiye’de çeviri yapılan veya eski kitapları tekrar yayaınlanınca büyük bir tahrifat yapılıyor.
06.08.20015 Haydar Şahin

Haydar Sahin'in fotoğrafı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder