15 Mayıs 2016 Pazar

HEDEFTEKI DIL:ZAZACA

HEDEFTEKI DIL

Ulusal esitsizliklerin, ulusal baskinin oldugu ülkelerde, egemen ulus öteki dil ve kültürleri yasaklamis veya baski altina almistir. Ulusal baskinin ve giderek inkarin en tipik, en uç örneklerinden birisi Türkiye´dir. Bildigim kadariyla dünyanin hiç bir yerinde ulusal baski ve esitsizlik Türkiye´de uygulanan modele benzememektedir. Türk modelini orijinal yapan sey, Türkler disindaki uluslarin her seyiyle yok sayilmasidir. Örnegin yakin zamana kadar Zaza, Laz, Kürt, Gürcü, Hemsin... yoktu. Bu ulusal topluluklarin hepsi Türk boyu sayiliyordu. Profesörlerin ve daha çok da Sikiyönetim Savcilarinin uzun uzun anlattiklari "Dag Türkleri" tezini hatirlatabilirim. Yine Türkçe disindaki diller "Türkçenin lehçesi, agzi, sive, eski Türkçe" diye tanimlaniyordu. Zazaca, Lazca, Kürtçe Türkçe´nin lehçesi olunca, Zazalara, Lazlara, Kürtlere, ayni sekilde öteki halklara da ana Türkçe´yi ögrenmek kaliyordu. Dogrusu buna mecburdular. Ne ala, ne güzel! Olmayan bir seye ne baski uygulanabilir ve ne de olmayan bir seyin özgürlügü istenebilir. Bunun için uluslararasi toplantilarda Türkiye´ye öteki dil ve kültürlere niçin baski yapiyorsunuz, hiç degilse kültürel özgürlügü biraz genisletin denildiginde, cevap hazirdi. Bizde farkli ulusal topluluklar yoktur. Dini bir, dili bir, bir toplumuz... falan filan. Disarda böyleydi, içerde de "dis parmak teorisi" ile izah edilirdi. Buna ragmen itiraz ettin mi, kendini Sikiyönetim veya Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcilarinin karsisinda bulurdun. Bugün de çok sey degismis degil.

30 Kasim 2004 de "Türkçe disindaki dil ve lehçelerde Televizyon yayini" basladi. Ilginç olan "yerel dil ve lehçe" tanimlamasiydi. Bildigim kadariyla bu tanimlamaya ciddi bir itiraz olmadi. Hangi lehçe, kim kimin lehçesi? Devlet kendi lehçe teorisini canli tutmak, eger sartlar el verirse yeniden uygulamak için lafi gedigine, siyaseti yoluna koymustu. Kürt Ulusalcilari ise kendi lehçe teorisi devlet eliyle teyit edildigi için memnundular. Ötekilerin zaten gücü yok. Bir-iki de türkü çaldin mi, al sana Türk usulü özgürlük.

Bu kadariyla kalsa iyi. Zazaca´yi basin dili haline getirip Zazaca´nin özgürlügü için mücadele eden Munzur’da Zazaca´nin lehçe sayilmasina bilerek ya da bilmeyerek zemin oluyor. Son sayilarda çesitli yazi ve haberlerde "Kürtçe´nin Zazaca lehçesi" ibaresi sikça tekrarlaniyor. Gerçi Zazaca´nin lehçe olmadigi tezi de yer aliyor. Ama her halde lehçeciler de küsmesin diye satir aralarina onlarin tezleri de yerlestiriliyor. Belki de iki cepheyi birlestirmek istiyorlardir. Eger bu "farkli düsüncelere özgürlük" anlayisiyla yapiliyorsa, o zaman Zazaca ve Kürtçe´nin, Türkçe´nin lehçesi oldugu görüsüne de yer verilmelidir. Nihayetinde bu da bir görüstür. Zaten lehçe teorisinin mucidi Türk milliyetcileridir. Adamlarin hakkini yememek lazim.

Lehçe teorisini uzun uzun tartismamiza gerek yok. Türkler disindaki halklar son 80 yilda bunu aci bedeller ödeyerek yasadilar. Kürtler öteki ülkelerde de yasadiklari ve nispeten daha çok nüfusa sahip olduklari için, diger halklara göre asimilasyondan daha az etkilendiler. Ayrica her zaman canli olan Kürt Ulusalciligi bu süreci engellemeye çalisti. Ve gelinen yerde bunu büyük ölçüde durdurdu. Öteki halklar bir yana Zazalar asimilasyondan en büyük payi aldilar. Bunun bir çok nedeni var. Kisaca söyle açiklanabilir.
Zaza ülkesi Kürt ve Türk cografyasinin arasina sikismistir. Zazalara göre nufus, siyaset, ekonomi yönünden güçlü olan Kürtler ve Türkler Zaza uluslasmasini olumsuz yönde etkilemekteler. Türk milliyetcileri açisindan öncelikli olarak Zazalarin asimilasyonu hedeflenmistir. Zazalarin bu siyasete Qoçgiri’de, Dersim’de, Piran’da sert sekilde itiraz etmeleri, siyasal-askeri saldiriyla bastirildi. Zaza halki Ermenilerden sonra en büyük fiziki yarayi almistir. Fiziki tasfiye, ulusal yapida onarilmasi zor yaralar açmistir. Ulusal kültürün tasiyicilari olan, bir anlamda halkin hafizasi olan aydinlar, önderler ya öldürülmüs ya da susturulmuslardir. Alevi Zazaligin kalbi Dersim’den onbinlerce insan Batiya, Türk nüfusunun içine sürgün edilmistir. Askeri-siyasi saldiri, kültür asimilasyonu ile devam ettirildi. Planli olarak okul-kisla eliyle yürütülen kültür emperyalizmi amacina ulasmak üzeredir.
Zazalarin inkar ve asimilasyonunu hedefleyen Türk ve Kürt milliyetçiligi Zazalarin içinden küçümsenmiyecek bir kesimi kendi siyasetlerinin savunuculari durumuna getirmistir. Zaza kökenli bir çok aydin, yazar, sanatçi ZazaTürkü ya da ZazaKürdü saçmaliginin hareretli temsilcileri olarak piyasada boy göstermekteler. Zazalarin inanç boyutunda alevi ve sunni olarak bölünmeleri de ortak ulusal gelismeyi olumsuz yönde etkilemistir. Ki hala etkilemektedir. Dahasi Türk-Islam sentezi siyaseti ile Bektasi Aleviligi anlayisiyla Türk siyaseti de burada önemli bir rol oynamaktadir.
Zaza uluslasmasinin gelisimini kisa bir yazida anlatmak mümkün degil. Soruna dil açisindan yaklasildiginda, Zaza dili büyük ölçüde yasli nesilin dili haline gelmistir. Yeni nesil önemli ölçüde diline yabancilasmistir.

Ulusal çeliski ve esitsizliklere çözüm aranirken Zazalarin durumu nedir? Avrupa Birligi vesilesiyle nispeten yeni bir rotaya girme egilimi gösteren resmi siyaset Zazalar açisindan fazla bir sey ifade etmemektedir. Türk milliyeciliginin öncelikli olarak Zazalari asimilasyon etme anlayisi degismemistir. Dahasi buna Kürt ulusalcilarinin Zazalari Kürtlestirme siyaseti ilave olmustur.

Bu noktada lehçe anlayisi çok önem kazaniyor. Lehçe teorisi laf olsun diye savunulmuyor. Lehçe teorisi sadece dilimizin tarihsel geçmisini inkar etmiyor, bugününü ve gelecegini de ipotek altina aliyor. Dilin özgürlesmesini engelliyor. Bu tespit ayni öçüde olmak üzere Türk ve Kürt lehçe siyaseti için geçerlidir. Belki de bazilari diyebilir ki, Kürt Lehçe Teorisi Türklerinki gibi degil. Ne yazik ki böyle düsünenler ya safdillikler -(Ma zonê xode vanime, mordemo bê kav)- ya da dersini iyi çalismislar, bir halkin önce nereden bitirilebilecegini biliyorlar.

Munzur okuyuculari biliyor ama, ben yine de bir-iki hatirlatma yapmak istiyorum. PKK Besinci Kongresinde Kürt lehçelerinin birlestirilerek ortak bir dil olusturulmasi kararini aldi. Sayin Öcalan MED TV de bir soruya verdigi cevapta bu ortakligi söyle açiklamisti: "% 50 Kurmanci, %40 Sorani, %20 Zazaca´yi temel alarak (aslinda Zazaca’ya % 10 kaliyor) ortak bir dil olusturulmalidir" Eger bu anlayis hakim olursa dili karistirmak için çok ugrasmaya gerek yok. Kurmanci ve Zazaca %30´a kadar birbirine yakin. Kurmanciyi alsinlar, gerisini Soranlarla aralarinda hallederler. Bu yüzde isi epey karisik, faiz hesaplarina döndü. Isi erbabina birakalim.
Yurtdisinda toplanan Sürgünde Kürdistan Parlementosu, Zazaca’nin devlet dili olmasina karsi çikti. Çünkü Zazaca, Kürtçe’nin lehçesiymis. Zazalar da Kürtmüs. Her ulusun bir resmi dili varmis. Kürtlerinki de Kurmanciymis. Lehçe teorisi inkar anlamina gelmez diyenlere, kapi gibi Parlemento kararini hatirlatirim. Paris Kürt Enstitüsü Hevi adiyla çikardigi dergide, Zazaca’nin edebiyat dili olarak kullanilmasina karsi çikmisti. Onlara kalirsa bu Kürt uluslasmasina zarar veriyordu. Zazaca folklor dili olarak kalmaliymis. Yani, adamlarin gülmesi için bir-iki fikra derlenmeli (-Diyarbakir Zazalari ile ilgili olarak anlatilan kurbaga-ekmek fikrasina nasil güldüklerine sahidim. Görmediyseniz, anli-sanli Türk aydinlarinin Temel fikralarina gülüsünü hatirlayin. Fazla izaha gerek yok. Baglantiyi siz kurun-), dilanlarda oynamalari için bir-iki de türkü derlenmelidir. Gerisi tehlikelidir. Zamaninda Roj Gazetesi’nde beraber çalistigimiz bir Kürt aydini Zaza dilinin de Kürtçe gibi özgür olmasi gerektigini savundugum için, kendisine ayrilan genis kösede Bölge Valisinin de böyle düsündügünü söyleyip, isi sonuca baglamisti. Canim anlayin iste Kürt aydinlari sadece lehçe teorisini Türklerden devir almadilar, parmak teorisini de birlikte aldilar. Dogrusuda bu zaten. Kopya yaptin mi, teori ve siyaseti bütün ayrintilari ile kopyalayacaksin. Adamlar aslina bagli kaliyorlar.

Lehçe teorisinin vardigi yeri anlamak için Güney Kürdistan’a bakmak gerekiyor. Güney’de uzun yillar Khurmanclar da Sorani ögrenmek zorunda kaldilar. Ancak KDP-Yekiti çarpismasindan sonra Baxdinan’da Kurmanci ögrenimin önü açildi. Tabi Kurmanclar siyasi ve askeri olarak örgütlüler. Soran milliyetcileri isteseler de bunun önünü alamazlar. Ayrica Soranki ve Khurmancki arasindaki iliski de Zazaki ve Khurmancki arasindaki iliskiye benzememektedir. Esas dikkate alinmasi gereken Hewraman bölgesidir. Bölgenin en eski halki olan Goranlar Kürt milliyetçileri tarafindan Kürt, dilleri de Kürtçe’nin lehçesi sayilmaktadir. Yaklasik 15 yildir Kürtler kendi devletlerini olusturdular. Goranlar hem Arap yönetimi döneminde ve hem Kürt yönetiminde Kürtçe (-bölgede Soranlar güçlü oldugu için Soranca-) ögrenmek zorundalar. Egitim-ögretim, basin-yayin, devlet dili Soranca’dir. Kendi dillerini evlerinde (-eger unutmamislarsa-) konusabilirler. Goranki bitisin esigine gelmistir. Kürt Devletinin kurulmasi, Goranlarin ulusal asimilasyonunu hizlandirmistir. Goranlar artik isteseler de bu gidisi durduramazlar.
Lehçe teorisinden azbuçuk haberdar olanlar bilir. Zazalar ve Goranlar birbirilerinin üstüne sayilmaktalar (Günahi varsa sayanlarin boynuna olsun). Uzun uzun düsünmenize gerek yok. Güney’de Goranlarin basina gelen, bizim için de planlanmaktadir. Hala daha süpheniz varsa Kürt Ulusal Hareketinin yarattigi alanlarda Zazaca’nin durumuna bakabilirsiniz.
Unutulmamali ki yaklasik 25 yildir Zaza aydinlari, Zazalar’a ait ulusal kurumlar, Zazalari Kürtlestirme siyasetine karsi çikiyorlar. Biraz da bunun etkisiyle ara-sira Zazacaya yer veriliyor. O kadar da olacak. Devlet de yarim saatla basladi. Bize Türklerden yarim saat, Kürtlerden de bir saat yeterlidir diyorsaniz (-beni günahiniza ortak etmeyin-), onu da siz bilirsiniz.

Mehmet Dogan´in kulaklari çinlasin. Bir konusmamizda söyle demisti. 38’den kurtulanlar Türkçe’yi ögrenene kadar odacilik, hamallik gibi alt meslek guruplarinda ezildiler. Biz ve bizden sonrakiler de Kürt yönetimi kurulursa Kürtçe’yi ögrenip gerçek Kürt oluncaya kadar Diyarbakir’da hamallik ve ayakkabi boyaciligi yapmak zorunda kalacagiz.

Belki de bazilari neden genelleme yapiyorsun. Bütün Kürtler böyle düsünmüyor diyebilir. Böyle düsünenler yanilmaktalar. Ne bir Kürt siyaseti ve de bildigim kadariyla ne de bir Kürt aydini Kürt lehçe teorisine, ZazaKürdü anlayisina karsi çikmamaktadir. Kürt aydinlari, Türk aydinlarini, demokratlarini Kürt sorununda tutarli davranmadiklari, Kürt özgürlügünü savunmadiklari için elestirmekteler. Bu elestiri bir yere kadar haklidir. Peki ama kendileri için özgürlük isteyen Kürt aydinlari, bu özgürlügü Zazalar’a neden istemiyorlar? Bu ne biçim özgürlük anlayisi? Bunun Türk modelinden farki ne? Bilen varsa açiklasin, bizde ögrenelim. Ola ki bazilari da söyle itiraz etsin. Kürt iktidari yok ki, Kürtler Zazalari ezmiyorlar ki, elestirilecek, karsi çikilacak bir durum yok. Biliniyor ki bir akimin, grubun muhalefetde yaptiklari, iktidarda yapacaklarinin habercisidir. Adamlar muhalefetde böyle yapiyorlarsa, iktidarda neler yaparlar, varin siz düsünün.

Lehçe teorisi kim tarafindan savunulursa savunulsun, inkar ve asimilasyonun teorisidir. Demokrat olan, özgürlüklerden yana olan her kes bu anlayisa karsi çikmalidir. Cezayir´de Berberiler, Güney Kürdistan’da Goranlar, Türkiye’de Zazalar, Kürtler ve öteki halklar bu siyasetin hedefi haline gelerek yok olmanin esigine geldiler. Bu siyasetin Kürt versiyonunu Zazalar üerinde yeniden denemek istemek çilginliktir.

Ama biz kendimiz dilimizin tasfiyesine, yok sayilmasina daha fazla duyarli olmaliyiz. Dilimiz yok edilirse biz de her seyimizle yok edilecegiz. Dinimiz de, kültürümüz de, halk olarak özgürlügümüz de dilimize baglidir. Friedrich Wilhelm´in dedigi gibi, "(Kisinin)... gerçek ülkesi dilidir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder